Gün Doğarken

Stok Kodu:
9786258440904
Boyut:
13,50 x 21,00 cm
Sayfa Sayısı:
618
Baskı:
1
Basım Tarihi:
Kasım 2022
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
350,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 350,00TL
9786258440904
417800
Gün Doğarken
Gün Doğarken
350.00
Karanlık sadece gökyüzüne ait değildi. Bazen duyguların dili olabiliyordu. Kalpse o dilin şekle büründüğü bir kaptı. Karanlıklar kalpten yeşermeye başladığında dönüp görünmez harflerle yazılan o dili okumak gerekiyordu. Ela, kalbinde depreşen karanlıklara gün doğmasına izin verebilecek miydi? Yusuf olmak iffetin temsiliydi. Kuyularda başlayan okul, edebin alfabesini hecelemekti. İffet ise sadece kadına hasredilen bir ahlak değildi. İffet erkeğin de üzerine giymesi gereken en güzel elbiseydi. Yusuf da öyle yaptı. Nefsiyle imtihanında erkeklere, Züleyha'ya karşı Yusuf olmayı öğretti. Ellerine baktığında hissettiği güç kalbinin derinliklerinden geliyordu. Kalbi ise Nemrutlarla yarışacak kadar cesurdu. Murat'ın burnundan giren sinek beynini değil, üzerine basıp çıktığı tüm dağlarını un ufak ediyordu. Arafta kalmak ise belki de en zoruydu. Bir yanın gece, bir yanın gündüz. Kübra gece ve gündüzün ateşinde yanarken, ne ben olmayı bildi ne de o... Yasak meyveyi ısırmak sadece ağızda değil, tüm bedende zehre dönüşüyordu. Gönül panzehrini ararken, Yusuf'un aynasında neler görebilecekti... Gençlik hata yapmak için ayrılmış bir lüks değildi. Erdem her yaşta güzel, her yaşta önemliydi. Meryem ve Emel, gece ve gündüzün dönüşümlü varlıklarında kendi temellerini inşa ediyordu. Gün onların da üzerine doğarken herkes kendi evinin aydınlığıyla baş başaydı. Toprak, mahzun, masum, kırılgan... Ateş, dumanını üfürmek için bakıyor... Kalbinde başlattığı kızgın ateş kendi cisminden bile daha yakıcı... Toprakla ezeli bir güreşe tutuşurken bazen yendi, bazen yenildi.
Karanlık sadece gökyüzüne ait değildi. Bazen duyguların dili olabiliyordu. Kalpse o dilin şekle büründüğü bir kaptı. Karanlıklar kalpten yeşermeye başladığında dönüp görünmez harflerle yazılan o dili okumak gerekiyordu. Ela, kalbinde depreşen karanlıklara gün doğmasına izin verebilecek miydi? Yusuf olmak iffetin temsiliydi. Kuyularda başlayan okul, edebin alfabesini hecelemekti. İffet ise sadece kadına hasredilen bir ahlak değildi. İffet erkeğin de üzerine giymesi gereken en güzel elbiseydi. Yusuf da öyle yaptı. Nefsiyle imtihanında erkeklere, Züleyha'ya karşı Yusuf olmayı öğretti. Ellerine baktığında hissettiği güç kalbinin derinliklerinden geliyordu. Kalbi ise Nemrutlarla yarışacak kadar cesurdu. Murat'ın burnundan giren sinek beynini değil, üzerine basıp çıktığı tüm dağlarını un ufak ediyordu. Arafta kalmak ise belki de en zoruydu. Bir yanın gece, bir yanın gündüz. Kübra gece ve gündüzün ateşinde yanarken, ne ben olmayı bildi ne de o... Yasak meyveyi ısırmak sadece ağızda değil, tüm bedende zehre dönüşüyordu. Gönül panzehrini ararken, Yusuf'un aynasında neler görebilecekti... Gençlik hata yapmak için ayrılmış bir lüks değildi. Erdem her yaşta güzel, her yaşta önemliydi. Meryem ve Emel, gece ve gündüzün dönüşümlü varlıklarında kendi temellerini inşa ediyordu. Gün onların da üzerine doğarken herkes kendi evinin aydınlığıyla baş başaydı. Toprak, mahzun, masum, kırılgan... Ateş, dumanını üfürmek için bakıyor... Kalbinde başlattığı kızgın ateş kendi cisminden bile daha yakıcı... Toprakla ezeli bir güreşe tutuşurken bazen yendi, bazen yenildi.
Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 350,00    350,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat